Deprem Oldu Corona Virus Dolaşıyor Bizde Ne değişti
Dünyada çıkan, İnsan sağlığını tehdit eden coronavirüs salgının bütün dünyayı etkisi altına aldığını görüyoruz. Bu salgın, güçsüz bünyeleri olumsuz etkiliyor. Uzmanlar, bağışıklık sistemi zayıf bireylerin bu salgından olumsuz etkilendiğini, hatta onları ölüme kadar götürdüğünü belirtiyor.
Bu kadar şey olurken ‘SENDE NE DEĞİŞTİ?’ Bütün insanlık bir an önce bir ilaç, aşı bulunsun ve bu salgın bitsin gitsin diye bekliyor. Bu bekleyiş teslim olarak değil, bu virüsle mücadele yöntemlerini harfiyen uygulayarak geçirilmeli.
Bu süreci evde kalarak ,kendini izole ederek geçirmek gerekmektedir. Öncelikle bu salgın veya buna benzer virüs diye tanımladığımız mikroplar temiz olmayan ortamlarda yeşeriyor ve çoğalıyor. O zaman en başta kişisel temizliğimize çok dikkat etmeliyiz. Sadece elleri yıkamak yetmez. Abdest alırken elimizi,ağzımızı, burnumuzu, yüzümüzü,kollarımızı,başımızı, kulaklarımızı, ensemizi, ayaklarımızı, yıkıyoruz ve günde an az 3 defa yapmış oluruz bu bireysel temizliği. Uzmanlar elerimizi en az 20 sn, bol suyla yıkamak gerektiğini söylüyor.Oysa abdest alırken bütün uzuvlarımızı elerimizle yıkıyoruz. Siz hesaplayın kaç dakika suyla beraber olduğumuzu.
Diş ve ağız temizliği yapılması gerekiyor. Dişlerimizi fırçalamak, temizlemek bu virüsün bizlere bulaşmasına engel olacaktır.Diş fırçasıyla birlikte ,misvak kullanmak daha da faydalı olacaktır. Misvağın insan sağlığına 73 faydası vardır. Yemekten önce ve sonra eleri yıkamak Peygamber Efendimizin(S.A.V) bize tavsiyesidir. Bunu yapmak kişisel temizliğimizi sağladığı gibi gıdalarımıza da bu virüsün bulaşmasını önleyecektir.
Yemekten önce ve sonra bir miktar tuz kullanmak kılanmak yine Peygamber Efendimizin(S.A.V) tavsiyesidir, sünnetidir. Bunun da uzmanlar tarafından bu tür mikropları engellediği kanıtlanmıştır. ‘ Temizlik İmandan gelir.’ diyen Peygamber Efendimiz(S.A.V) bunu erken teşis etmiş en büyük hekimdir bence.1400 yıl önce bunu görmüş ve bize tavsiye etmiştir. Toplumda hapşırma, öksürme anında ne yapılacağı Müslümanlar için belidir.Osmanlıda insanları sokaklarda takip edip yere tükürenlere tükürüklerinin üstüne kireç döktüklerini biliyoruz.Mikrobu yayılmadan önce yerinde öldürmek…
Bunları herkes biliyor ama uygulama konusunda yeterince ciddiye almıyoruz,veya alışkanlık haline getirmiyoruz.
İnsanın bağışıklık sistemini egzersizin de güçlendirdiği bilim adamları, spor adamlarınca anlatılıyor.Evimizde bir odada egzersiz yapabiliriz ama düzenli olarak yapılması gerektiğini unutmamalıyız.
İnsanı yaradan Yüce Mevlamız, her topluma mutlaka bir uyarıcı, yol gösterici göndermiştir. Nasıl yaşamaları gerektiğini öğretmiştir.İnsanlar o tavsiyeleri bir yana bırakıp, gelişen dünyada alışkanlıklarını terk etmeye başlayınca, beraberinde hastalıklar da ortaya çıkmaktadır. Bunun en belirgin örneği Uzakdoğu insanıdır. Çinliler, Koreliler her türlü hayvanı canlı canlı yiyebiliyorlar ve tuvaletlerinde su kullanmayacak kadar geriler .Marketlerde en çok aldıkları ürünün tuvalet kağıdı olduğunu görüyoruz basında.
Ben tıp doktoru değilim, bilim adamı da değilim. Spor alanında az da olsa eğitim almış birisiyim. Sporun bağışıklığa faydası olduğunu bilimsel olarak anlatabilirim.Ama temizliğin imandan geldiğini, Vatan Sevgisinin imandan olduğunu çok küçükken öğreti ailem bana. Bu ülkenin bayrağını dalgalandırmayı, İstiklal Marşı’nı Avrupa Şampiyonu olarak Avrupa’ya dinletmeyi de Rabim bana nasip eti. Dünya hızla gelişiyor. Benim Milli takım antrenörlük görevimden dolayı Avrupa ve dünyada bir çok ülkeyi görme şansım oldu. Yıllardır gördüğüm tespit etiğim bir şey var. Osmanlının gitmediği yerlerde medeniyet ve temizlik çok eksik, çok gerilerde.Mesela tuvaletlerde suyun olmadığını gördüğüm ülkeler olduğu gibi, Otel restoranlarında ikram edilen yemeklerin çok da sağlıklı olmadığını gözlemledim hata bir çok ülkede aç kaldım diyebilirim.
Bunun yanı sıra insanlık da sınıfta kalmıştır. Hiç unutmam İsveç'e Avrupa Şampiyonası’na gitmiştik. İsveç dünyanın en gelişmiş ülkelerinden birisi diye adlandırılır. Kişi başı mili gelirin çok yüksek olduğundan bahsedilir. Orada olduğum bir tarihlerde yaşlı bir kadının evinde öldüğünü ancak bir hafta sonra yetkililerin bulduğuna bizzat şahit oldum. Bu mu acaba gelişmişlik? İnsanlık kötüye çok meylediyor. Maddeci bir yapıya doğru gidiyoruz. Aile içi şiddet, taciz, çocuk istismarı, dolandırıcılık haberlerine hemen hemen her gün rastlıyoruz. Deprem oluyor, bakıyorsunuz mağdur olmuş insanlarımızı yine kendi insanlarımız mağdur ediyor. Kiralar fırlıyor. Corona çıkıyor, bakıyorsunuz bunu fırsata çevirenlerin sayısı az değil. Yaşlılarımızın sokağa çıkma yasağını dalga konusu yapan gençler bizim gençlerimiz değil mi? Bunların hepsini yan yana koyduğumuzda bizi yaratanın bizi ikaz etmesi kadar olağan bir şey olamaz. Rabbim kulunu çok seviyor, ikaz ediyor, yapma kulum diyor. Dünyanın bir sonu var,hesaba geleceksin, gelirken iyi amele gel, kendine gel mi diyor? Mesela o kadar doğal afetler oluyor hangimiz sadaka vermeyi düşünüyoruz.
Bu kadar olanlardan sonra ‘SENDE NE DEĞİŞTİ?’ Şunu sormak lazım insanoğluna: Dünyada bu adar felaket oluyor; deprem oluyor, maymunlar şehir merkezlerini dolduruyor, Tusunamiler oluyor, çekirgeler geliyor, Corona oluyor... Sende ne değişiyor sorusunu herkese sormak lazım. Ne yapıyoruz da bunlar bizim başımıza geliyor veya neyi eksik yapıyoruz da bunlar oluyor hem de artarak. 1400 yıldır Kabe hiç böyle olmadı. Camiler bu kadar boş mu kaldı? Düşünmek gerekmez mi acaba? Bunları düşünebilmek için sormak lazım. Kuran-ı Kerim’de birçok ayetikerime hiç mi düşünmezsiniz diye başlar.Onun için İslam’da tefekkür çok önemlidir. Bir tefekkür 600 yıllık nafile namazdan daha eftaldir der büyükler.
Hiç düşündükmü acaba ‘SENDE NE DEĞİŞTİ?’ Bir sohbette duymuştum. Büyüklerden bir Alim diyor ki: İnsanlar ahmaktır, hiç düşünmüyorlar. Beş yaşında bir çocuk bize dese ki şuradaki delikte yılan var kimse çocuk doğrumu söylüyor demez inanır elini o deliğe sokmaz. Fakat o kadar Peygamber gelmiş geçmiş, o kadar evliya gelmiş geçmiş, alimler, ulemalar gelmiş geçmiş her hafta Cuma hutbelerinde hocalar bağırıyor çağırıyorlar ama insan duymuyor, bakmıyor düşünmüyor ki ne diyorlar. Bunları söylerken tabi ki ben de kendime bu soruyu sorduktan sonra soruyorum.
‘SENDE NE DEĞİŞTİ, BENDE NE DEĞİŞTİ, ONDA NE DEĞİŞTİ?’ acaba. Deprem insanı öldürmez, corona insanı öldürmez, insanı Yaratan nasıl bir damla sudan yaratı ise yine öldürecek olanda O’dur. ‘Her nefis ölümü tadacaktır.’Ayeti net ortadadır. Biz tedbir alacağız, takdir onundur. Hoca Nasreddin’e bir gün sormuşlar: Hoca hoca, Allah’la aran nasıl? Demişler. Hoca biraz durmuş, valla iyi de hep onun dediği oluyor, demiş. Hep onun dediği olacak.
SENDE NE DEĞİŞTİ; BENDE NE DEĞİŞTİ; DÜNYADA, İNSANLARDA NE DEĞİŞTİ?